SALINCAK KÜPE
İki tencere, bir bıçakla televizyonsuz, internetsiz, kutu
gibi bir evde 2 yıl boyunca kurmaya çalıştığım düzenden çıkıp, eşyalardan,
mahalleden, denizden ayrılıp evi taşımak,
4,5 buçuk yıl çalıştığım işten ayrılmak, çalışma
arkadaşlarıyla vedalaşmak,
Sigarayı bırakmak.,.
Ve bütün bunları aynı ayda yapmak!
Pek de kolay olmamıştı,
Son durumda tabloya bakınca; iş yok, güç yok, yokluk
anlarında sığınılan sigara yok ve yeniden taşınılan eski ev var,
Evi nereye mi taşıdım? Hayatımın yarıdan fazlasını
geçirdiğim eski eve taşıdım
Bildiğim yere gitsem de... Yine de yabancılık çektim, mutsuzluk
da cabası
Bütün bu haleti ruhiye sonucu birkaç hafta açılmayan
kolilerle ve hurçlarla yaşadım,
İlk mutluluk anımda pazara çıktım ya da pazara çıktığım için
mutlu oldum
İki hal de birbirini çok besler ayıramam bazen.,.
Pazara çıkıp yarım kilo barbunya alıp eve döndüm
Yeni evin “nimetlerinden” olan televizyona boş boş bakıp barbunya
ayıklarken içi sönük olan büyüyememiş minik barbunyalarla karşılaştım,
Atamadım...
Barbunyaların mordan pembeye, pembeden beyaza dönen rengi içimi
açarken, büyüyemeden kurumuş hali içimi ezdi,
İçim aynı anda hem açılırken hem de ezilirken dalgalı desenlerine
baktım, baktıkça yol aldım.,.
Büyük barbunyaları yemek için ocağa koyunca minik
barbunyalar da bu fotoğrafta gördüğünüz salıncak küpelerin ortasına
yerleşiverdiler,
Barbunyalar mı? Onlar hatırlatıcı.,.
Evden taşındığım, işten ayrıldığım, sigarayı bıraktığım o “an”
var ya işte o günden beri eskiye nazaran her şeyi daha rahat bırakabildiğimi
fark ediyorum, kolay olmasa da...
Bırakmak bazen yabancılık bazen mutsuzluk getirse de,
Bırakmanın sonu ?
Bana ferahlık
Barbunyalar mı? Onlar hatırlatıcı dedim ya,
Yeni bir bırakmanın kıyısına gelirsem yine,
Bunun; zorluk ve kolaylık, yabancılık ve tanıdıklık, ağırlık
ve hafiflik içerdiğini hep hatırlayayım diye
Peki bırakmanın sonu sana nasıl gelir?
Yorumlar
Yorum Gönder